28 Ekim 2021 Perşembe

Atatürk'ün 'Efendiler yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz' sözünün hikayesi

 






Türkiye' de "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir" anlayışını devlet yönetimine kabul ettiren, demokrasiyi yücelten Cumhuriyet'in ilanı üzerinden tam 98 yıl geçti.

Cumhuriyet Bayramı'nın 98. yılı, yarın tüm yurtta coşkuyla kutlanacak.

Dolayısıyla bugün Mustafa Kemal Atatürk'ün, Cumhuriyet'i ilan etmesine bir gün kala söylediği "Efendiler! Yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz" sözü akıllara geldi.

Peki Mustafa Kemal Atatürk, bu sözü nerede söyledi?

İşte o sözün merak edilen hikayesi...

"YEMEK SIRASINDA 'EFENDİLER YARIN CUMHURİYET'İ İLAN EDECEĞİZ' DEDİM"

Atatürk, Cumhuriyet'in ilanını duyurduğu geceden Nutuk adlı eserinde kendi ağzından detaylıca bahsetmiştir.

Nutuk'ta yer alan anekdot şöyle:

"Gece olmuştu Çankaya'ya gitmek üzere Meclis binasından ayrılırken, koridorlarda beni beklemekte olan Kemâlettin Sami ve Hâlit Paşa'lara rastladım. Ali Fuat Paşa Ankara'dan hareket ederken bunların Ankara'ya geldiklerini o günkü gazetede'Bir uğurlama ve bir karşılama' başlığı altında okumuştum. Daha kendileriyle görüşmemiştim. Benimle konuşmak üzere geç vakte kadar orada beklediklerini anlayınca, akşam yemeğine gelmelerini, Millî Savunma Bakanı Kâzım Paşa vasıtasıyla kendilerine bildirdim. İsmet Paşa ile Kâzım Paşa'ya ve Fethi Bey'e de Çankaya'ya benimle birlikte gelmelerini söyledim. Çankaya'ya gittiğim zaman, orada, beni görmek üzere gelmiş bulunan Rize Milletvekili Fuat, Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey'lerle karşılaştım. Onları da yemeğe alıkoydum. Yemek sırasında, 'Yarın Cumhuriyet ilân edeceğiz' dedim.

"O DAKİKA NASIL HAREKET EDİLECEĞİNİ PLANLADIK"

Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim. Efendiler, görüyorsunuz ki, Cumhuriyet ilânına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davet ederek onlarla görüşüp tartışmaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Çünkü onların da aslında ve tabiî olarak benim gibi düşündüklerinden şüphe etmiyordum. Halbuki, o sırada Ankara'da bulunmayan bazı kişiler, yetkileri olmadığı halde, kendilerine haber verilmeden, düşünce ve rızaları alınmadan Cumhuriyeti'n ilân edilmiş olmasını bize gücenme ve bizden ayrılma sebebi saydılar."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder