2 Temmuz 2021 Cuma

Çekirge hakkında bilgi

 




Çekirge, düz kanatlılar takımının
 Caelifera alt takımına ait sıçrayıcı özelliğe sahip bir hayvandır. Anadolu’da çekirgeler türlerine göre değişen büyüklüktedirler. En küçük çekirge türü 2 cm’dir ve görülen en büyük çekirgenin boyu 20 cm kadardır. Özellikle göçmen çekirgeler diğerlerine göre 5-10 cm daha büyüktür.

Sıcak çöllere yakın olan yerlerde, Akdeniz çevresindeki bölgeler, Kuzey Amerika, Arjantin, Asya ve Afrika çöllerine yakın olan yerlerde yaşar ve tarıma oldukça ciddi zararlar verirler. Türkiye’de ise çekirgenin zarar verdiği bölgelerimiz, Trakya ve Güney Anadolu olarak bilinir. Bitki örtüsü açısından zengin olan yerlere yaptıkları göçlerle ünlüdür. Gruplar halinde bırakılmış yumurtalardan çıkan kanatsız çekirge yavruları büyük topluluklar halinde bitkilere saldırır.

Yavrular büyüyüp kanatlanınca göçün hızı artar ve gittikleri yerdeki bitkileri kısa bir sürede yer ve bitirir. Sıcak mevsim bulan dişiler yumurtlar, daha sonra erginler kalabalık gruplar şeklinde ölürler. Fakat bu kez de cesetleri hastalıklara yol açar. Kısacası bu hayvanların doğada ciddi oranda yıkımlara sebep olduğunu söyleyebiliriz. Tarihi kaynaklara bakıldığında büyük tarım alanlarının çekirge istilaları sonucu zarar gördüğü bilgisine ulaşmaktayız.

Çekirge Nedir?

Düz kanatlılar takımına ait olan çekirgeler zıplayan gruba dahil böcek türüdür. Tarla, su kenarları ve çayırlarda rastlanır. Ömürleri dört ay kadar olan çekirgelerin en meşhur türleri, tarla, yeşil, değnek, İtalyan, Mısır ve Afrika göçmen çekirgesidir.

Genel olarak bitkiye sıçrayarak beslenirler. Ancak yiyecekleri azaldığında göç hareketleri de başlar. Bulut halinde 2000-2500 km uzaklığa gidebilirler. Göç sırasında gemi üzerine yağdıkları görülmüştür. Çekirge salgınları tarım alanlarında büyük zararlara yol açar. Kondukları alanları birkaç dakikada çöle çevirebilirler.

Aradıkları yeşil alanları bulamazlarsa, pamuk ve yünlü elbise, korkuluk, ahşap evlere saldırır, atın kuyruk ve yelesini yerler. Afrika’ da çıplak çocukları bile kemirdikleri görülmüştür.

Çekirgelerin Özellikleri Nelerdir?


Zıplamaları ile ünlü olan çekirgeler, yaklaşık olarak 2-3 metre zıplayabilirler. Bu mesafeyi kanatlarını kullanmadan gidebilirler. Tarım alanlarına verdiği zararla ünlü olan çekirgelerin genel özellikleri şunlardır;

  • Çekirgelerin oldukça iri iki tane petek gözleri vardır. Ayrıca 3 tane de osel göz diye bilinen gözleri bulunmaktadır.
  • Toplam ayak sayıları altıdır, en arkadaki uzun olan ayakları sıçramak için kullanırlar.
  • Türlerine göre uzun ve kısa olabilirler ve 2 adet anteni bulunur. Bu antenleri koku ve dokunma duyusu olarak kullanır.
  • Boyları genellikle 2-3 cm arasındadır. Bazıları ise aşırı büyük olabilir, 15-20 cm’e kadar uzunluktaki çekirgeler görülmüştür.
  • Üst üste iki tane kanatları var gibi görünse de üstteki kanat alttaki asıl kanadı korumak için vardır. Üstteki kanatların fazla işlevi yoktur. Uçmak istediklerinde üstteki kanadı yukarı kaldırır ve alttaki kanadı hareket ettirerek uçma işlemini gerçekleştirirler.
  • Çekirgeler trake solunumu yaparlar ve solunum organları yan taraflarında bulunur.
  • Duyma organları karınlarının yan tarafında iki taneden oluşmaktadır.
  • Çekirgeler, yumurtlayarak çoğalırlar.
  • 2000 km’lik bir göçü yaklaşık olarak 10 saat kadar bir sürede tamamlayabilirler ve hiç durmadan uçabilirler.
  • Sadece erkek çekirgeler ses çıkarabilir.
  • Yaşam süreleri yaşam süreleri 120 gün civarındadır.
  • Dişi çekirgeler son günlerinde, birkaç defa 150-200 civarında yumurta yumurtlar ve bu yumurtaları toprağa gömerler. Yavrular havaların sıcak olduğu ilkbahar ve yaz aylarında ortaya çıkarlar. 30 gün içerisinde erginleşirler.

Yaşam Alanları

Göç eden hayvanlar olan çekirgeleri genellikle yaz aylarında, kırsal alanlarda görürüz. Bu küçük hayvanlar göç esnasında çok uzun mesafelere kadar gidebilmektedir. Hatta bu mesafe bazen 2500 kilometreyi bile bulabilir.

Çekirgeler 9-10 saat aralıksız uçabildikleri gibi, kanat çırpma hızların saatte 15-20 kilometreyi bulur. Bu hayvanlar hem suda hem de karada yaşama özelliğine sahiptir. Doğada bulunan birçok hayvan gibi belirli ve sabit bir yuvaları yoktur.

Buğday gibi tahıl tarlaları, otlak araziler, kırsal alanlar ve sıcak bölgeler çekirgeleri görebileceğiniz yerlerdir. Soğuk iklimlerde pek rastlanmayan çekirgelerin ömürleri ortalama 120 gündür. Bu süre türlerine göre değişmekle birlikte 1 -6 ay arasında olabilmektedir.

Fiziksel Özellikleri

İki tane petek göze sahip olan çekirgelerin, bunun yanında üç tane de osel gözleri bulunmaktadır. Osel göz, bazı omurgalı hayvanlarda bulunan ve merceği olan bir tür gözdür. Bazı larva ya da ergin böceklerde olan bu yapılara nokta veya osellus göz adı da verilmektedir. Toplamda 5 adet gözü olan çekirgelerin petek gözleri daha belirgindir.

6 adet ayağı olan bu böcek türlerinin 4 ayağı yürüme ve tutunma, en arkadaki 2 ayağı ise zıplamak için kullanılır. Bu iki ayak sayesinde müthiş bir zıplama yeteneği gösteren canlılar, 2-3 metreye kadar zıplayabilirler. Yapılan araştırmalar bir çekirgenin kendi vücutlarının 20-30 katı yüksekliğe uçabildiğini göstermiştir.

Zıplama kadar uçma konusunda da oldukça başarılı olan çekirgeler, iki çift kanada sahiptir. Fakat üst tarafta bulunan ve sert bir yapıda olan iki kanat sadece alttaki zar kanadı koruma vazifesi görür. Uçmaya herhangi bir katkısı yoktur. Uçma esnasında yukarı kalkar ve asıl kanatları korur. Öte yandan bazı türlerin uçma kabiliyeti bulunmadığına dikkat çekelim.

Oldukça ilginç özellikleri olan çekirgelerin işitme organları kafalarında bulunmaz. Türlerin çoğunda işitme organı karın kısmında, sağ ve solda olmak üzere iki tanedir. Tıpkı işitme gibi solunum organları da vücudunun yan tarafında olan hayvanlar trake solunumu yaparlar. Trake solunumu böceklerde ve eklem bacaklılarda, dokulara direkt olarak oksijen ileten borucuklardan oluşan solunum şeklidir.

Üreme

Yumurta yoluyla üreme gerçekleştiren çekirgelerin dişileri sonbahar aylarının sonuna doğru vücudunun arka kısmında yumurtlama borusu ile toprağa yumurtalarını bırakırlar. Bu borucuklar dışa doğru uzaman özelliğindedir. Üreme türlerine göre farklılık gösterir.

Toprağın altına bırakılan yumurtalar kışı burada geçirir. Havaların ısınıp ortalama 34 dereceye ulaştığı zaman geldiğinde açılmaya başlar. Açılma işlemi yaklaşık 11 gün sürer.

Yavrular dünyaya geldiklerinde ortalama 9 mm boyutundandır. Toprağı üzerlerinden atarak dışarı çıkan yavrular önce kanatsızdır. Birkaç deri değişiminden sonra kanatları çıkmaya başlar. Ortalama yaşam ömrü 4 ay olan bu hayvanlar, hayatları boyunca 4-5 defa deri değiştirirler.

İskelet yapısı oluşana kadar kendilerini bitkiler arasında gizleyerek korunurlar. Yavru döneminde oldukça savunmasız olan çekirgeler; kuş, kurbağa, daha büyük böcekler, sinek, arı ve yılan gibi canlılar tarafından avlanırlar. Yavru çekirgeler erginleştikten sonra sürüler halinde yapılan göçe katılır.

Çekirgelerin Zararları Nasıl Önlenir?

Çekirgelerin Zararları Nasıl Önlenir?Çekirgeler için genellikle ilaçlama yöntemi tercih edilmektedir. İlaçlama yöntemiyle çekirgelerden kurtulmak için, alanın büyüklüğüne, alandaki gıdaların ve insanların çıkarılmayacak durumda olmalarına bakılır ve işlem, püskürtme veya buharlama şeklinde yapılır.

Çekirge ile mücadele için en etkili ilaçlar sıvı ilaçlamada kullanılır. Basit metotlar sonrasında kolayca uygulanan bu işlemler ardından sizlere daha sağlıklı huzurlu ortamlar oluşturulur.




1 Temmuz 2021 Perşembe

Ormanları koruyalım

 



Ormanları Korumanın Önemi

Ormanlar, yaşayışımızda önemli bir yeri olan, yurdumuzun doğal zenginlik kaynaklarıdır. Ormanların sayılamayacak kadar çok faydaları vardır. Ormanlarımız, sağlık, güzellik ve servet kaynağımızdır.

Yağmur yağmasını sağlayan, havayı temizleyen, toprak kaymalarını önleyen ormanlarımızdır. Ormanlarımız yurdumuzun süsü, güzelliği ve bereketidir.

Yakacak odunumuzu, evlerimizin yapımında kullanılan keresteyi, mobilyalarımızı, kullandığımız alet ve araçların çoğunu ormanlardan elde ederiz. Kağıt, ilâç, boya sanayiinde kullanılan ham maddelerin kaynağı ormanlardır. Ormanlar çeşitli kuşları ve av hayvanlarını barındırır. Savaş zamanlarında da büyük yararları vardır. Askeri birlikleri, tank gibi silâhları ve cepheyi gizler.

Ağaç ve orman hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Ağaçsız ve ormansız bir uygarlık düşünülemez. Ağacın ve ormanın tükendiği yerlerde insanlar barınamazlar. Orta Asya’dan göçlerin önemli nedenlerinden biri ağaç ve ormana duyulan özlemdir. Çünkü tabiat bütün geçim şartlarını ve güzellikleri özene bezene ormanda işlemiştir. Billur gibi akan sularıyla, çam kokularıyla ve kuş sesleriyle hayatımıza neşe, sağlık, huzur ve refah getirirler.

Bugün topraklarımızdaki ormanlar yeterli değildir. Oysa yüz yıl önceye kadar Türkiye, ormanlık bir memleketti. Suriye, Irak, Mısır gibi kurak ülkelerde dünyanın en eski uygarlıkları kurulmuştu. Binlerce yıl boyunca bu ülkeler Anadolu’dan ağaç ve kereste almışlardır. Anadolu’da yaşayan insanlar da aynı ormanlardan yararlanmışlardır. Ne yazık ki kesilen ağaçların yerine yenilerinin yetiştirilmesi hiç düşünülmemiştir. Bu tutum yüzünden eski orman-lırın yerinde şimdi bozulmuş ormanlar ya da çıplak ve kayalık yamaçlar kalmıştır.

Bugün hâlâ ormanların değerini milletçe anlamış değiliz. Bilinçsiz olarak genç fidanları kesmekle, bilerek ya da bilmeyerek çıkarılan yangınlarla, ekilecek arazi ve otlak yapmak için sökmekle ve keçileri içine salmakla, ormanlarımız gittikçe azalmış ve bugünkü hale gelmiştir.

Ağaç kesmede dikkatsizlik ve katı yüreklilik devam ede gelmiş; halk, ormanlarda gelişi güzel, istediği kadar ve istediği gibi kesim yapabilmiştir. Oysa çıplak kalan, hele toprağı sürüklenip gitmiş yerlerde yeniden ağaç yetiştirmek çok zordur. Bunu bir türlü anlayamadık.

Orman kişilerin değil, devletin ve milletin malı olan milli bir servettir.

Ormanı tahrip etmek, baltalamak, yakmak, ekilecek arazi için de olsa açmak ve sökmek ya da devletten gizli keserek satmak, vatan ve millete en büyük inahettir. Torunlarımıza ağaçsız, ormansız, kel ve kıraç bir yurt bıraktığımızda, bizleri asla affetmeyeceklerdir.

Ormanlarımızı korumak, boş alanları ağaçlandırmak hepimize düşen bir yurt görevidir. Bu nedenle ormanlarda ateş yakmamalı yaş ağaçları kesmemeli, keçi gibi zararlı hayvanları ormanlara sokmamalıyız. Ağacı sevmeliyiz, boş alanlarda ağaç dikip yetiştirmeliyiz.

Bütün dünya milletleri ormana ormancılığa büyük önem vermektedirler. Avrupa Tarım Konfederasyonu (CEA) tarafından 21 Mart gününü takip eden haftayı “Dünya Ormancılık Günü olarak kabul etmiştir. Türkiye’de de her yıl 21-26 Mart günleri “Orman Haftası” olarak kutlanır. Okullarımızda çeşitli programlar düzenlenerek ormanların yurt savunmasındaki milli ekonomideki ve yurdun iklim, toprak ve tarihi güzellikleri bakımından önemi kavratılır. Çevrede ağaçlandırma çalışmaları yapılır.


Kabotaj Bayramı.

 



KABOTAJ NEDİR ? Kabotaj, bir devletin kendi limanlarına deniz ticareti konusunda tanıdığı ayrıcalıktır. Bu ayrıcalıktan yalnızca yurttaşlarının yararlanması, millî ekonomiye önemli bir katkı sağlayacağından, devletler yabancı bandıralı gemilere kabotaj yasağı koyma yoluna gitmişlerdir. Bazı uluslararası sözleşmelerde de kabotaj yasağı koyma yetkisine ilişkin hükümler yer alır. Fransızca kökenli bir sözcüktür. KABOTAJ BAYRAMI NEDİR? Osmanlı Devleti'nin kapitülasyonlar çerçevesinde yabancı ülke gemilerine tanıdığı kabotaj ayrıcalığı Lozan Barış Antlaşması'yla 1923 yılında kaldırıldı. 20 Nisan 1926 tarihinde de kabul edildi. Kabotaj Kanunu 1 Temmuz 1926'da yürürlüğe girdi. Bu yasaya göre; akarsularda, göllerde, Marmara denizi ile boğazlarda, bütün kara sularında ve bunlar içinde kalan körfez, liman, koy ve benzeri yerlerde, makine, yelken ve kürekle hareket eden araçları bulundurma; bunlarla mal ve yolcu taşıma hakkı Türk yurttaşlarına verildi. Ayrıca; dalgıçlık, kılavuzluk, kaptanlık, çarkçılık, tayfalık ve benzeri mesleklerin Türk yurttaşlarınca yerine getirilebileceği belirtildi. Yabancı gemilerin yalnız Türk limanlarıyla yabancı ülkelerin limanları arasında insan ve yük taşıyabileceği kabul edildi. Cumhuriyetten önce bütün bu işler yabancı uyruklu kişiler ve araçlarla yapılıyor, kendi limanlarımızı kullanamıyorduk...

30 Haziran 2021 Çarşamba

Deniz Yıldızı (2)

 







Denizyıldızı (veya deniz yıldızları) çeşitli renk, şekil ve boyutlarda bulunan güzel deniz hayvanlarıdır . Tüm denizyıldızları yıldızlara benzer ve en yaygın olanı yalnızca beş kola sahip olsa da, bu hayvanların bazıları 40 kola kadar büyüyebilir. Ekinoderm olarak bilinen bir grup hayvanın parçası olan muhteşem deniz canlıları, tüp ayaklarını kullanarak seyahat ederler. Kayıp uzuvlarını yenileyebilir ve alışılmadık midelerini kullanarak büyük avları yutabilirler.

Deniz Yıldızları Balık Değildir

Deniz yıldızları su altında yaşamalarına ve genellikle "deniz yıldızı" olarak adlandırılmalarına rağmen, gerçek balık değildirler . Balıklar gibi solungaçları, pulları veya yüzgeçleri yoktur.

Deniz yıldızları da balıklardan oldukça farklı hareket eder. Balıklar kuyruklarıyla hareket ederken, deniz yıldızlarının da hareket etmelerine yardımcı olacak küçük tüp ayakları vardır.

Bilim adamları, balık olarak sınıflandırılmadıkları için deniz yıldızlarına "deniz yıldızları" demeyi tercih ediyorlar.

Deniz Yıldızları Ekinodermlerdir


Deniz yıldızları, Echinodermata filumuna aittir. Bu, kum dolarları , deniz kestaneleri, deniz salatalıkları ve deniz zambaklarıyla ilgili oldukları anlamına gelir Genel olarak, bu filum yaklaşık 7.000 tür içerir.

Birçok ekinoderm radyal simetri sergiler , yani vücut kısımları bir merkezi eksen etrafında düzenlenir. Birçok deniz yıldızı beş noktalı radyal simetriye sahiptir çünkü vücutlarının beş bölümü vardır. Bu, belirgin bir sol ve sağ yarıya sahip olmadıkları anlamına gelir, yalnızca bir üst ve bir alt tarafa sahiptir. Ekinodermler ayrıca deniz yıldızlarında deniz kestaneleri gibi diğer organizmalardakinden daha az belirgin olan dikenlere de sahiptir  .

Binlerce Deniz Yıldızı Türü Var

Yaklaşık 2.000 deniz yıldızı türü  vardır.Bazıları gelgit bölgesinde yaşarken diğerleri okyanusun derin sularında yaşar. Tropik bölgelerde birçok tür yaşarken, deniz yıldızları soğuk bölgelerde, hatta kutup bölgelerinde de bulunabilir.

Tüm Deniz Yıldızlarının Beş Kolu Yok

Çoğu insan beş kollu deniz yıldızı türlerine aşina olsa da, tüm deniz yıldızlarının yalnızca beş kolu yoktur. Bazı türlerin, 40 kadar kola sahip olabilen güneş yıldızı gibi çok daha fazlası vardır. 

Deniz Yıldızları Kolları Yenileyebilir

Türe bağlı olarak, bir deniz yıldızının derisi kösele veya hafif dikenli olabilir. Deniz yıldızlarının üst kısımlarında, yüzeylerinde küçük dikenler bulunan kalsiyum karbonat plakalarından oluşan sert bir örtü vardır.

Bir deniz yıldızının dikenleri, kuşlar, balıklar ve su samuru gibi avcılardan korunmak için kullanılır Çok dikenli bir deniz yıldızı, uygun bir şekilde adlandırılan dikenli denizyıldızıdır.

Deniz Yıldızları Kan İçermez

Deniz yıldızlarının kan yerine esas olarak deniz suyundan oluşan bir dolaşım sistemi vardır.

Deniz suyu, elek plakası aracılığıyla hayvanın su damar sistemine pompalanır. Bu, madreporite adı verilen ve genellikle denizyıldızının tepesinde açık renkli bir nokta olarak görülebilen bir tür tuzak kapısıdır  .

Deniz suyu, madreporite'den deniz yıldızının tüp ayaklarına girerek kolun uzamasına neden olur. Tüp ayaklardaki kaslar uzvu geri çekmek için kullanılır.

Deniz yıldızları, alt taraflarında bulunan yüzlerce tüp ayağı kullanarak hareket ederler. Tüp ayaklar, deniz yıldızının üst tarafındaki madreporit vasıtasıyla getirdiği deniz suyuyla doludur.

Deniz yıldızları beklediğinizden daha hızlı hareket edebilir. Şansınız olursa, bir gelgit havuzunu veya akvaryumu ziyaret edin ve etrafta dolaşan bir deniz yıldızını izlemek için bir dakikanızı ayırın. Okyanustaki en şaşırtıcı manzaralardan biridir.

Tüp ayaklar ayrıca deniz yıldızının istiridye ve midye de dahil olmak üzere avını tutmasına yardımcı olur.

Deniz Yıldızları Karnı İçten Dışa Yemek Yiyor

Deniz yıldızları midye ve istiridye gibi çift ​​kabukluların yanı sıra küçük balıklar, salyangozlar ve midyeleri avlar Bir midye veya midye kabuğunu açmaya çalıştıysanız, bunun ne kadar zor olduğunu bilirsiniz. Ancak deniz yıldızlarının bu canlıları yemenin benzersiz bir yolu vardır.

Bir deniz yıldızının ağzı alt tarafındadır. Deniz yıldızı yiyeceklerini yakaladığında kollarını hayvanın kabuğunun etrafına saracak ve onu hafifçe çekerek açacaktır. Sonra harika bir şey yapar: deniz yıldızı midesini ağzından ve çift kabuğun kabuğuna iter. Daha sonra hayvanı sindirir ve midesini tekrar kendi vücuduna kaydırır.

Denizyıldızlarının gözleri olduğunu öğrenen birçok insan şaşırır Bu doğru. Gözler oradadır - beklediğiniz yerde değil.

Deniz yıldızlarının her kolun sonunda bir göz noktası vardır. Bu, beş kollu bir deniz yıldızının beş göze sahip olduğu, 40 kollu güneş yıldızının ise 40 göze sahip olduğu anlamına gelir.

Her deniz yıldızının gözü çok basittir ve kırmızı bir lekeye benzer. Çok fazla ayrıntı görmez, ancak ışığı ve karanlığı algılayabilir, bu da hayvanların yaşadığı ortamlar için yeterlidir.

Tüm Gerçek Denizyıldızları Asteroidea Sınıfındadır

Denizyıldızı, hayvan sınıfı Asteroidea'ya aittir Bu ekinodermlerin hepsinin merkezi bir diskin etrafına yerleştirilmiş birkaç kolu vardır.

Asteroidea, "gerçek yıldızlar" için yapılan sınıflandırmadır. Bu hayvanlar, kolları ve merkezi diskleri arasında daha belirgin bir ayrıma sahip olan kırılgan yıldızlardan ve sepet yıldızlarından ayrı bir sınıftadır .

Deniz Yıldızlarının Çoğalmanın İki Yolu Var

Erkek ve dişi deniz yıldızlarını birbirinden ayırmak zordur çünkü aynı görünüyorlar. Birçok hayvan türü tek bir yöntemle çoğalırken deniz yıldızları biraz farklıdır.

Deniz yıldızları cinsel olarak çoğalabilir. Bunu sperm ve yumurtaları ( gamet olarak adlandırılır ) suya bırakarak yaparlar  Sperm, gametleri döller ve sonunda okyanus tabanına yerleşen ve yetişkin deniz yıldızlarına dönüşen yüzme larvaları üretir.

Deniz yıldızları, rejenerasyon yoluyla eşeysiz olarak da çoğalabilir, bu da hayvanlar bir kolunu kaybettiğinde olur.

Deniz yıldızı(1)

 






Deniz Yıldızları Özellikleri Nedir?

Deniz Yıldızı Nedir? 

Deniz yıldızları görsel olarak hoş olmasından ve renkli görüntülerinden dolayı, bir çoğumuzun dikkatini çekmeyi başaran canlılardır. Hatta kuruduklarında süs eşyası olarak da kullanılmaktadırlar. Deniz yıldızlarına, bilimsel olarak Asterioda adı verilmektedir. Kelime anlamı ‘’yıldız-şekillidir’’ ve 1830 yılında bir Fransız zoolog tarafından verilmiştir.

Deniz Yıldızı Tarihçesi

Tarihteki ilk deniz yıldızı kalıntılarına, 450 milyon yıl öncesine rastladığı ön görülmektedir. Bu dinazorlardan bile çok eski bir tarihtir. O kadar uzun süredir, deniz yıldızları çeşitli şekil değişiklikleri ile günümüze kadar yaşamaya devam etmeyi başarmıştır.

Deniz Yıldızları Nerelerde Görülür?

Deniz yıldızları soğuk deniz suyuna dayanıklıdırlar. Üstelik deniz seviyesinden 6000 metre derinlikteki yerlerde bile yaşayabilirler. Dünyada, en soğuk kutup deniz sularından, sıcak tropikal deniz sularına kadar bir çok bölgede yaşayabilirler. Genellikle kırmızı ve turuncu olmalarının yanında mavi, kahverengi ve gri renkli olanları da vardır.

Deniz yıldızları, tatlı sularda yaşayamazlar. En çok görülen türleri ise kıyılara yakın bölgelerde gözlemlenir.

Deniz Yıldızı Türleri

Ülkemizdeki denizlerde gördüğümüz deniz yıldızları genellikle turuncu veya kırmızı renklidir ve 5 kola sahiptir. Ama dünya üzerinde kol sayısı daha fazla olan ve değişik türlerde 1500 adet deniz yıldızı olduğu bilinmektedir.

Deniz Yıldızı Yapısı Nasıldır?

Deniz yıldızlarının genellikle 5 kolu ve her kolu üstünde yüzlerce ayağı bulunur. Bu ayakların bazıları vantuz görevi yaparak, çok iyi şekilde tutunmayı sağlarlar. Yapıları gereği her yöne hareket edebilirler.

Bir çoğu hızlı hareket yeteneğine sahip değildir. Dakikada en fazla 15 cm yer değiştirebilirler. Sadece bir tür deniz yıldızı, dakikada 2.7 metre yol alabilir.

Deniz yıldızının beyni bulunmamaktadır ancak çok karmaşık merkezi bir sinir sistemi bulunmaktadır. Ağız çevresi ve kollarda uzanan sinir ağları vardır. Tüm sinir ağ ve uçları, ışığa ve dokunmaya duyarlıdır, algılayabilirler.

Deniz Yıldızı Beslenmesi

Kolları sayesinde avlarına ulaşabilirler ve beslenme döngüsünü gerçekleştirebilirler. Ayaklarındaki vantuzlar ile midyeleri tutan deniz yıldızı, midyenin içini açabilir ve midyenin içindeki yumuşak kısmı yiyebilir. Bir çok deniz yıldızı, yosunları, midyeleri, deniz salyangozlarını ve süngerleri yiyerek beslenirler.

Deniz Yıldızı Ömürleri Ne Kadardır?

Deniz yıldızlarının yaşam süreleri türlerine göre değişkenlik gösterir. Erken erişkinliği ulaşan deniz yıldızları daha kısa ömürlü olurlar. Örneğin erişken ağırlığı 20 gr olan bir tür, 2 yılda cinsel olgunluğa ulaşır ve 10 yıl ömürlü olabilmektedir.

Ancak erişkin ağırlığı daha ağır olan ve 80 gr’a kadar ulaşan başka bir tür, 5 yılın sonunda cinsel olgunluğa ulaşır ve 34 yıl kadar yaşayabildiği görülmüştür.

Deniz Yıldızı Ekolojik Etkisi

Deniz yıldızlarının ekolojik deniz yaşamında ve beslenme döngüsünde önemli özellikleri bulunmaktadır ancak bazı değişikler ekolojiye de zarar vermelerine neden olmaktadır.

Bazı biyolojik çeşitliliği tehdit eden midye türlerinin olduğu yerlere bırakılan deniz yıldızları, bir süre üçünde midyelerin azalmasına sebep olmuş ve dengeyi sağladığı görülmüştür.

Fakat bunların dışında, deniz yıldızlarının ekolojiyi bozduğu da görülmektedir. Özellikle göçmen deniz yıldızları, mercan resiflerine ciddi zarar vermektedir. Mercan ile beslenen deniz yıldızları, resflerin önemli derecede yok olmasına sebep olmaktadır.

Dünya üzerinde ticaretin artmasından dolayı, gemilerin balast suları ile dünyanın çok farklı bölgelerine, asla ulaşamayacak canlılar taşınmaktadır. Bir tür deniz yıldızı da, bu şekilde taşındığı düşünülüyor, Polinezya’daki mercan resiflerinin 3 yıl içerisinde büyük kısmını kaplamıştır.

Ayrıca başka bir bölgeden gemiler ile Tasmanya’ya ulaşan bir deniz yıldızı türü, bölgede mideyelerin soyunun tükenme tehlikesine girmesine sebep olmuştur. O bölgede deniz yıldızları tehlikeli tür olarak tanımlanmaktadır.

Deniz Yıldızı Üremesi

Deniz yıldızlarının büyük çoğunluğu eşeyli ürer yani dişi ve erkek cinsleri vardır. Fakat farklı tiplerde üreme durumları mevcuttur. Dışarıdan dişi veya erkek oldukları ayırt edilemez. Yumurtlama döneminde ayırt edilme şansı vardır.

Bazı deniz yıldızları bölünerek üreyebilirler. İkiye bölünürler ve bölündüklerinde yeni deniz yıldızları oluşur.

Bazı deniz yıldızları ise cinsiyet değiştirirler. Yaşamlarının bir kısmını erkek olarak geçirmiş deniz yıldızı dişi özellikler göstermeye başlayabilir.

Ama en ilginç üreme tipi olan deniz yıldızları, kuluçkaya yatanlardır. Yumurtalarının üzerine tavuk gibi yatarak, kuluçka bekleyen deniz yıldızları da mevcuttur.

Deniz Yıldızı İçin Tehditler

Deniz yıldızları, bazı kendi türleri, yengeçler, martılar, bazı balıklar ve deniz samurları tarafından birer yemdirler. Bu canlılardan korumak için vucüdlarında, kötü bir tat veren saponinler bulunur. Bazı türlerinde sümüksü bir dış katman salgılanır, bazıları da keskin dikenler ile kaplıdır. Bu şekilde yaşama şansı yakalamaya çalışırlar.