Kısaca Muğla Tarihi
Muğla ve çevresinin bilinen tarihi Hititlerle başlamaktadır. Hitit Devleti’nin yıkılmasının ardından Frigler bölgeye yerleşmiş daha sonra da Lidyalılar Muğla ve çevresini egemenlikleri altına almışlardır.
M.Ö. 546 yılında Perslerin, M.Ö. 334’de Büyük İskender’in, M.Ö. 189 yılında Bergama Krallığı’nın, M.Ö. 133 yılında da Roma İmparatorluğu’nun hakimiyetine giren kent 1071 Malazgirt Savaşı’nda Selçuklu komutanı Muğul Bey tarafından fethedilmiştir. Kentin isminin de Muğul Bey’den geldiği tahmin edilmektedir.
11.yy sonlarında başlayan Haçlı seferleri ile birlikte istilaya uğrayan Muğla ve çevresi, 13.yy başlarında Selçuklu uç beylerinden Menteşe Bey tarafından Türk topraklarına katılmıştır.
1391 yılında Yıldırım Beyazıt bölgeyi Osmanlı egemenliğine alsa da 1402 Ankara Savaşı sonucunda tekrar Menteşe Beyliği’nin eline geçmiştir. 1425 yılında II. Murat döneminde Muğla ve çevresi Osmanlı İmparatorluğu topraklarının bir parçası olmuştur. İyi ki de olmuş..
Bafa Gölü
Muğla’nın doğal güzellikleri arasında bulunan Bafa Gölü, aslında 2000 yıl önce göl değil de Akdeniz’in bir parçası idi. Ama daha sonraları Büyük Menderes Irmağı’nın getirdiği alüvyonlar ile göl halini gelmiştir. Göl üzerinde iki adet adacık bulunmaktadır ve bu adacıklarda tarihi kalıntılara rastlamak mümkündür. Levrek, yılan balığı ve kefal gibi balıkların bulunduğu gölü ziyaret ettiğinizde etrafta çok sayıda balıkçı görürsünüz.
Göl üzerinde bulunan adacıklara kurulan manastır ve kiliselerin kalıntıları birçok kişi tarafından ilgi gören tarihi eserlerdir. Aynı zamanda gölün etrafı zeytin ağaçları ile çevrilidir.
Güneşi yansıtan masmavi suyu ile balık keyfi yapmak ve doğal güzellikleri görmek istiyorsanız Bafa Gölü’nü ziyaret edebilirsiniz.
SaklıKent Milli Parkı ve Kanyonu
Saklıkent konum olarak Muğla’nın dışında bulunan, Fethiye ile Antalya arasındaki karayolundan ulaşabileceğiniz, bölgedeki nadide doğa harikalarından biridir.
Doğal güzellikleri ile ünlü Kemer tarafında bulunan Saklıkent, adından da anlaşılacağı gibi doğanın kendi kendini, sahip olduğu güzellikleriyle saklaması sonucunda oluşan turistik yerlerdendir. Dağların arasından akan suların temizliği ve soğukluğu içinize işleyecek bir tatil anısı olarak kalacaktır. Saklıkent sadece 25-30 yıl öncesine dayanan keşfedilme geçmişine sahiptir. Fethiye’den 45 dakikalık uzaklıkta olan bu doğal yapı 18 km uzunluğunda bir kanyondur. İnsanın yıkıcı özelliğinden bu zamana kadar korunmayı başarmıştır. Muğla’nın incisi Saklıkent’in sonunda yöre halkının kurduğu tamamen organik pazarı bulabilirsiniz. Doğası, serin suları ve ağaçların suya değen dalları ile bir harikadır Saklıkent.
Yazın kavuran sıcaklarında Saklıkent’in buz gibi suyuna girmek size ilaç gibi gelecek. Yanınıza suyun içinde yürüyecek lastik tabanlı ayakkabı, sandalet tarzı bir şeyler de almanızı tavsiye ederiz.
Muğla Müzesi
Kent merkezinde bulunan Muğla Müzesi’nde, yörede yapılan kazılarda elde edilmiş olan bitki ve hayvan fosilleri (5-9 milyon yaşları arasında) ile yerel giysi ve eşyaların sergilendiği bölümü görülebilirsiniz.
Müzede özellikle dikkat çeken fosil bölümünün yanında arkeoloji ve etnografya bölümleri bulunuyor. Eserlerle ilgili yeterli miktarda bilgilendirici metinler de var. Bu bilgilendirici metinler Muğla tarihi hahttps://www.gezihocasi.com/wp-content/uploads/2019/11/mugla-muzesi-hakkinda-bilgi.jpgkkında bilgi edinmek için gayet iyi. Bizim dikkatimizi en çok gladyatör mezarları çekti. Sizi de etkileyeceğine emin olabilirsiniz.
Muğla müzesi ufak ama görülmeye değer.
Muğla Antik Kentleri
Muğla sadece tatil beldeleri, doğal güzellikleri ile değil yaşayan tarihi ile de harika bir şehirdir. Nice medeniyetlerin gelip geçtiği bu topraklarda asırlara tanıklık etmiş, farklı toplumların yaşadığı bir çok antik kent de bulunuyor.
Stratonikeia Antik Kenti
Yatağan ilçesi yakınındaki Stratonikeia Antik Kenti’nde bulunan (M.Ö. 3. yy) tapınak, tiyatro, sur, bouleterion (Antik Yunan’da kent meclisi binası), sütunlu cadde kalıntıları, Karyalılar için önemli bir dini merkezi olan Lagina Hekate Kutsal Alanı, anıtsal kapı, atlar (sunak), stoalar, Hekate tapınağı ve buradaki yazıtlar antik dönem hakkında bilgi vermektedir. Lagina’da bulunan tapınağın bazı parçaları bugün İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.
Sedir Adası ve Kedrai Antik Kenti
Gökova Körfezi’ndeki Sedir Adası hem deniz turizmi, hem de doğal güzellikleri açısından görülmeye değer bir yer.
Sedir Adası, doğal güzelliklerin yanında tarih yerleri de görmek isteyenler için oldukça uygundur. Tarihte birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Muğla’da, eski anıtların ve evlerin bulunduğu nadir yerlerden olan Sedir Adası, içerisinde Kedrai Antik Kenti’ni barındırıyor.
Oldukça farklı bir kültürü bulunan Kedrai, tarihi yapıları ile tatilde tarih koklamak isteyenler için ideal bir yerdir. Sadece tarihi yapıların bulunduğu bir yer olmayan Sedir Adası’nda Kleopatra Plajı olarak adlandırılan kumsalın da ayrı bir hikayesi vardır. Efsaneye göre Roma komutanlarından Marcus Antonius, tarihte yaşamış en ünlü ve güçlü kadınlardan birisi olan Kleopatra’ya evlilik teklifinde bulunmuş ve Kleopatra’nın teklifini kabul etmesi üzerine, onun için bu adaya Mısır’dan tonlarca ağırlıkta özel kum getirmiştir.
Kumunun yanı sıra mavi ve turkuazın en güzel tonlarıyla Sedir Adası ziyaretçileri kendine hayran bırakıyor. Ada; Apollon Tapınağı, surları, kuleleri, kilisesi, tiyatrosu, antik liman kalıntıları ile ilgi çekiyor ancak adanın esas ilgi çeken tarafı, oluşumu çok uzun sürede gerçekleşen harika ötesi kumsalıdır.
Euromos Zeus Tapınağı
Milas-Selimiye kasabasının 3 km. güneyinde bulunan Euromos, ekonomisi ve Latmos Körfezi’ne bir kapı olma özelliği ile öne çıkmış bir kenttir. 8×11 sütunlu Zeus tapınağı, kentin günümüze ulaşmış en önemli yapısıdır.
Korinth düzenindeki yapı Hadrianus dönemine tarihlenir. Tapınağın bitirilmemiş olduğu göze çarpar. Tapınağın en önemli özelliği, sütunları üzerinde, tapınak yapılırken para ve malzeme yardımında bulunan kişilerin isimlerinin bulunmasıdır. Zeus bir elinde Karia baltası labyris, öteki elinde mızrak ile betimlenmiştir. Şehri çevreleyen surların kalıntıları, tapınağın karşısındaki yamaçtadır. Doğu yamaçlarındaki tiyatro, ova seviyesinden yüksektedir ve sadece 5 sırası açığa çıkarılmıştır.
Halikarnassos (Bodrum) Antik Kenti
Cevat Şakir Kabaağaçlı kimdir diye sorsak belki bir çoğunuz çıkartamayacak. Ama diğer adı olan “Halikarnas Balıkçısı” desek bilmeyen çıkmaz. Bodrumlu ünlü yazar Kabaağaçlı, Halikarnas ile öyle bütünleşmiş ki bu tarihi mekanın ismi kendisine verilmiş. Şimdi kısaca Halikarnassos Antik Kenti’nden söz edelim..
Bodrum, Antik dönemde Halikarnassos adıyla bilinen, Aziz Petrus adından evrilerek günümüzdeki adını alan, dünyada tanınan bir turizm cennetidir. Kral Mausollos için yaptırılmış ve dünyanın yedi harikasından biri olan Halikarnas Mozolesi günümüze ulaşamamıştır. Fakat 15.yy.’da buraya gelen Rodos Şovalyeleri Bodrum Kalesi’ni inşa ederken bir depremle yıkılmış olan mozolenin mermerlerini kullanmışlardır.
Labranda Antik Kenti
Labranda, Milas’ın takriben 14 km. kuzeyinde, Kargacık köyü yaylasında yer alır. İsmini, antik çağlarda savaş aracı olarak kullanılan çift ağızlı balta ‘labrys’den almıştır. Bu balta Zeus’un sembolüdür ve bu sembol Karia’daki Zeus tasvirlerinin tümünde görülür.
Yüksek bir tepe yamacına kurulu aç.cyık hava müzesini görmenizi tavsiye ederiz. 4. yüzyıldan günümüze kadar gelen bu tarihi kalıntıları gördüğünüzde oksijenle dolu harika manzarasına doyamayacaksınız.
Kaunos Antik Kenti
Köyceğiz sınırları içindeki Kaunos Harabeleri’ne Dalyan’dan kara ve deniz yoluyla ulaşılabilir. Muğla-Fethiye karayolundan Köyceğiz’e, oradan da Ortaca beldesi, sonrasında Dalyan’a varabilirsiniz. Geçmişte Efes ve Milet gibi liman kenti olan Kaunos günümüzde denizden oldukça içeride kalmıştır. Kayalara oyularak yapılmış Kral Mezarları’nın bir kısmı tamamlanamadan bırakılmıştır.
KRAL MEZARLARI
Herakleia (Latmos) Antik Kenti
Esasında Herakleia Antik Kenti’nden günümüze ulaşan çok fazla kalıntı bulunmuyor. Fakat Herakleia seyahatinizin yanına Bafa Gölü ve Kapıkırı Köyü’nü de eklerseniz güzel bir gezi sizi bekliyor demektir. Üstelik köylü teyzelerin el emeği, göz nuru ile yaptığı hediyelik eşyalar da çok güzel. Buradaki köylüler bildiğin arkeolog olmuş. Bölgeyi gezerken bir rehber yerine köylülerin o güzel sohbetlerini tercih edebilirsiniz.
Herakleia Latmos Antik Kenti Nerede? NBiiasıl Gidilir? Harita Konumu
Heraklia Antik Kenti, Bafa Gölü’nün kuzeydoğu kıyısında Latmos (Beşparmak) Dağlarının eteklerinde, Kapıkırı Köyü sınırları içinde yer almaktadır. Milas yolu üzerinde devam ederken Kapıkırı Köyü ve Herakleia tabelası karşınıza çıkacak. Tabelayı takip ederek takriben 10 dakika içinde mekana varıyorsunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder