21 Eylül 2020 Pazartesi
BİRBİRİNE AŞIK İKİ MAVİ ''GÖKYÜZÜ VE DENİZ'' :)
Gökyüzü ve deniz..onlar birbirine aşık iki mavi..yalnızca ufukta dokunurlar birbirlerine..martılarsa..onlar arasında haberci..deniz neden dalgalanır sanırsın? dümdüz neden duramaz? çünkü hep aşığına mavisine ulaşmak isterde ondan. bütüün ömrü boyunca sadece biraz daha fazla değmeye çalışır durur gökyüzüne..güneş hergün onlar için doğar…gökyüzünün mavisi süzülür ve güneşin ışığıyla denizide mavi rengine bürürde ondan..her gece güneş battığında.. gökyüzü simsiyah olur.denizse onun mavisini kalbinde saklayarak lacivert..
Doğa ana
ANA TANRIÇA: UMAY ANA
Her toplumun mitolojisinde bir Ana Tanrıça muhakkak vardır. Ana Tanrıça kültü esas itibarıyla Doğa Ana’dır. Arkaik insanlar doğayı gözlemlediklerinde ve doğanın içindeki yaşam tecrübelerini değerlendirdiklerinde ister istemez kozmik bir anne fikrine ulaşmışlardır. Arkaik insanlar gökyüzünü erkek, yeryüzünü ise kadın olarak tanımlamışlardır.
Mitolojiye göre bir gün Apollon Thessalia'da kıyıları ağaçlarla gölgelenen Peneus ırmağı kenarında, güzel genç bir kız gördü. Bu güzelin adı Daphne idi ve Apollon görür görmez ona aşık olmuştu. Daphne ormanların derinliklerinde dolaşmaktan zevk alıyor, ay ışığında yabani hayvanları kovalamak avlamak en büyük eğlencesi idi. Yalnız başına dolaşmayı çok seviyordu. Dahası Daphne hayatı boyunca yalnız yaşamaya yemin etmişti. Erkeklerden nefret ediyordu bu yüzden evlenmeyi kesinlikle istemiyordu.
Fakat Apollon ona delicesine tutulmuş peşini bırakmıyordu. Ormanda karşılaştıklarında Tanrı Apollon güzeller güzeli bu kızla konuşmak istedi ancak Daphne ondan korkarak koşmaya başladı. Apollon ne dediyse onu durmaya ikna edememişti, Daphne korkmuştu bir kere. Yorgun düşene kadar koştu koştu, daha fazla koşacak gücü kalmadığında yere yıkıldı ve toprak anaya yalvarmaya başladı.
"Ey toprakana beni ört beni sakla, kurtar"
Toprak ana onun yakarışını duymuştu, az sonra Daphne yorgunluktan ağrıyan bacaklarının sertleştiğini, odunlaşmaya başladığını hissetti. Gri renginde bir kabuk göğsünü kapladı. Güzel kokulu saçları yapraklara dönüştü ve kolları dallar halinde uzandı, küçük ayakları ise kök olup toprağın derinliklerine doğru indi.
Apollon sevdiği kıza sarılmak isterken bu Defne ağacına çarpınca şaşırdı. O günden sonra Defne ağacı Apollonun en sevdiği ağaç oldu, ve defne yaprakları genç tanrının saçlarının çelengi oldu. Kahramanlara ödül olarak defne yapraklarından yapılma taçlar taktılar.Apollon nun gözyaşlarının ise şelale olup defne ağaçlarının arasından aktığına inanılmakta
BÖRDÜBET
Orhaniye’nin yaklaşık 23 km kuzeybatısında yer alanBördübet, Datça Yarımadası’nın Gökova Körfezi’ne bakan yüzünde adeta medeniyetten soyutlanmış bir köydür.
Bördübet adının, eskiden bölgede saklanan İngiliz askerlerinin bölgedeki kuşların çokluğu ve çeşitliliği karşısında şaşkınlıklarını dile getirerek, buraya “Bird’s Bed’’yani “Kuş Yatağı” demesinden kaynaklandığına inanılıyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)